Boşanma, eşler arasındaki evlilik birliğinin sona ermesi anlamına gelir. Boşanma ile birlikte eşlerin birçok hukuki sorunu ortaya çıkar. Bunlardan biri de mal paylaşımı davasıdır. Mal paylaşımı davası, eşlerin evlilik süresince edindikleri malvarlıklarının, tabi oldukları mal rejimine göre paylaştırılması işlemidir. Bu makalede, boşanmada mal paylaşımı davasının nasıl açılacağı, hangi mal rejimlerinin uygulanacağı, mal paylaşımı hesabının nasıl yapılacağı ve mal paylaşımında dikkat edilmesi gereken hususlar üzerinde durulacaktır.
Mal paylaşımı davası, boşanma davası ile birlikte açılamaz. Mal paylaşımı davasının boşanma davası ile aynı anda, fakat ayrı bir dava şeklinde açılması halinde; mahkeme, boşanma davasının kesinleşmesini, mal paylaşımı davası için bekletici mesele yapar. Yani, öncelikle anlaşmalı veya çekişmeli boşanma davası görülerek yargılama neticesinde boşanma kararı verilmelidir. Aile mahkemesinin boşanma kararı kesinleştikten sonra mal paylaşımı davası görülmeye başlanır.
Mal paylaşımı davası, boşanma kararının kesinleştikten sonra 10 yıl içinde açılmalıdır. Bu süre içinde açılmayan mal paylaşımı davaları zamanaşımına uğrar ve reddedilir. Mal paylaşımı davası açılırken mutlaka belirsiz alacak davası olarak açılmalıdır.
Mal rejimi, eşlerin evlilik süresince sahip oldukları veya sonradan edinecekleri mallar üzerindeki hak ve yükümlülüklerini belirleyen hukuki kurallar bütünüdür. Hukuk sistemimizde; edinilmiş mallara katılma rejimi, mal ayrılığı rejimi, paylaşmalı mal ayrılığı ve mal ortaklığı rejimi olmak üzere dört ayrı mal rejimi bulunmaktadır.
Eşler, evlilik birliği kurulurken bu mal rejimlerinden herhangi birini diledikleri şekilde seçebilirler. Yapılacak bu seçime evlilik sözleşmesi de denilmektedir. Bir seçim yapılmaması durumunda eşler, edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olacaktır. Bu sebeple edinilmiş mallara katılma rejimine, yasal mal rejimi de denilmektedir.
Boşanmada mal paylaşımı, eşlerin tabi oldukları mal rejimine göre yapılır. Bu kapsamda öncelikle eşlerin tabi oldukları mal rejimlerini belirlemek gerekir. Eğer eşler evlilik sözleşmesi yapmışlarsa, sözleşmede belirlenen mal rejimi uygulanır. Eğer eşler evlilik sözleşmesi yapmamışlarsa, yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi uygulanır.
Edinilmiş mallara katılma rejimi, eşlerin evlilik süresince edindikleri malların paylaşıldığı, ancak evlenmeden önceki malların paylaşılmadığı bir mal rejimidir. Bu rejimde eşler, evlilik birliği içinde edindikleri malları ortaklaşa değil, ayrı ayrı sahip olurlar. Ancak boşanma halinde bu malların değerleri yarı yarıya paylaşılır.
Edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olan eşler bakımından boşanmada mal paylaşımı şu şekilde yapılır;
– Öncelikle eşlerin kişisel malları ile edinilmiş malları birbirinden ayrılır. Nitekim kişisel mallar, tasfiye sürecine dahil olmazken edinilmiş mallar tasfiyenin ana konusunu oluşturmaktadır. Bu sebeple kişisel malların ve edinilmiş malların belirlenmesi büyük önem taşımaktadır.
– Kişisel mal sayılan bu mallar şunlardır:
– Mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri,
– Eşlerin üçüncü kişilerden olan manevi tazminat alacakları,
– Eşlerden her birinin mesleğini icra etmesi için elzem olan araçlar,
– Eşlerden her birinin kişisel kullanımına mahsus olan eşyalar.
– Edinilmiş mal sayılan bu mallar ise şunlardır:
– Eşlerden her birinin mal rejiminin başlangıcından sonra edindiği malvarlığı değerleri,
– Kişisel mallardan elde edilen gelirler,
– Kişisel malların yerine geçen değerler.
– Eşlerin kişisel malları ve edinilmiş mallarının belirlenmesinden sonra eşlerden birinin mal kaçırıp kaçırmadığı araştırılır. Eşlerin, evlilik birliği içerisinde sahip olduğu malvarlıklarını kaçırması durumunda kaçırılan malvarlıkları Medeni Kanunun 229. maddesi doğrultusunda tasfiye hesabına eklenir. Bu tür durumlarda kaçırılan malvarlığı hiç devredilmemiş gibi tasfiye tabi tutulur.
– Eşlerin, kişisel malları edinilmiş mallara veya edinilmiş malları kişisel mallara kaymış olabilir. Özellikle uzun süren evliliklerde bu durumun yaşanması son derece olağandır. Bu kaymanın tespit edilmesi için denkleştirme hesabı yapılır. Denkleştirme hesabı Medeni Kanunun 230. maddesinde düzenlenmiştir.
– Eklenecek değerler eklendikten ve denkleştirme yapıldıktan sonra ortaya çıkan değere, artık değer denilmektedir. Artık değerin yarısı ise katılma alacağıdır.
– Her iki eşin de birbirlerinden katılma alacağı haklarının doğması durumunda bu alacaklar birbirleri ile takas edilir. Nihayetinde ise mahkeme, katılma alacağı borçlusunun, diğer tarafa ilgili farkı ödemesine karar verir.
Yukarıda ifade ettiğimiz sıranın usulüne uygun olarak yürütülmesi durumunda edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olan eşler bakımından boşanmada mal paylaşımı adil ve hakkaniyete uygun şekilde gerçekleştirilmiş olur.
Boşanma sürecinde mal paylaşımı davasında dikkat edilmesi gereken birkaç önemli husus bulunmaktadır:
Boşanma sürecinde mal paylaşımı davası, eşler arasındaki malvarlığının adil ve hakkaniyete uygun bir şekilde paylaştırılmasını sağlayan önemli bir hukuki süreçtir. Bu makalede, mal paylaşımı davasının nasıl açılacağı, hangi mal rejimlerinin uygulanacağı, mal paylaşımı hesabının nasıl yapılacağı ve dikkat edilmesi gereken hususlar ele alınmıştır. Mal paylaşımı davasında adil bir sonuca ulaşabilmek için eşlerin haklarını savunma konusunda bilinçli hareket etmeleri ve uzman danışmanlık almaları önemlidir. Duygusal yaklaşımdan kaçınılarak, belgelerin titizlikle saklanması ve anlaşmalı boşanma imkanlarının değerlendirilmesi, mal paylaşımı davasının sağlıklı bir şekilde sonuçlanmasına yardımcı olabilir.