İletişime Geçiniz 0 (551) 207 51 35

Sağlık Çalışanlarına Yönelik Şiddetin Cezası

Sağlık çalışanları, toplumun en önemli ve saygın meslek gruplarından biri olup, insan hayatını kurtarmak, sağlığı korumak ve iyileştirmek için büyük bir özveri ve sorumlulukla çalışırlar. Ancak son yıllarda, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olayları artmış ve bu durum hem sağlık çalışanlarının hem de sağlık hizmetlerinin kalitesini olumsuz etkilemiştir.

Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet, hem ulusal hem de uluslararası düzeyde ciddi bir sorun olarak kabul edilmektedir. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet, sadece fiziksel saldırıyı değil, aynı zamanda sözlü taciz, tehdit, hakaret, küfür, mobbing, ayrımcılık ve dışlama gibi psikolojik şiddet biçimlerini de kapsamaktadır. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin nedenleri arasında; hasta ve hasta yakınlarının beklenti ve taleplerinin karşılanamaması, sağlık sisteminin yetersizliği, sağlık hizmetlerine erişimde adaletsizlik, sağlık çalışanlarının eğitim ve iletişim eksikliği, sağlık kurumlarının güvenlik önlemlerinin yetersizliği, toplumun şiddete eğilimli kültürü ve yasal mevzuatın yetersizliği sayılabilir.

Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin sonuçları ise; sağlık çalışanlarının fiziksel ve ruhsal sağlığının bozulması, iş motivasyonunun azalması, işten ayrılma veya meslek değiştirme isteği, iş performansının düşmesi, hastalarla ilişkilerin zayıflaması, sağlık hizmetlerinin kalitesinin azalması, sağlık harcamalarının artması ve toplum sağlığının tehlikeye girmesi şeklinde sıralanabilir.

Bu makalede, sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin cezası üzerine bir inceleme yapılacaktır. Öncelikle, sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin tanımı ve kapsamı açıklanacak, sonra Türkiye’de ve dünyada bu konuda yapılan araştırmaların sonuçları özetlenecek, daha sonra Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) sağlık çalışanlarına yönelik şiddete ilişkin düzenlemeler ele alınacak ve son olarak da bu konuda öneriler sunulacaktır.

Sağlık Çalışanlarına Yönelik Şiddetin Tanımı ve Kapsamı

Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin tanımı konusunda uluslararası bir mutabakat bulunmamaktadır. Farklı kurum ve kuruluşlar tarafından farklı tanımlar yapılmıştır. Bu tanımlar arasında en yaygın olarak kabul edileni Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) tanımıdır. DSÖ’ye göre sağlık çalışanlarına yönelik şiddet; “sağlık hizmeti veren veya verilen kişi veya gruplara karşı iş yerinde veya iş yerine bağlı olarak gerçekleştirilen veya gerçekleştirilebilecek olan fiziksel saldırılar veya sözlü tacizlerdir” (DSÖ, 2002).

Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin kapsamı ise; hem hastane içinde hem de hastane dışında gerçekleşebilen her türlü fiziksel veya psikolojik saldırıyı içermektedir. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin faili; hasta, hasta yakını, meslektaş, yönetici, diğer sağlık kurumları veya toplum olabilir. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin mağduru ise; doktor, hemşire, ebe, sağlık memuru, teknisyen, idari personel veya diğer sağlık çalışanları olabilir. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin zamanı ve yeri ise; herhangi bir saatte ve herhangi bir yerde olabilir. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin şekli ise; fiziksel saldırı, sözlü taciz, tehdit, hakaret, küfür, mobbing, ayrımcılık ve dışlama gibi çeşitli biçimlerde ortaya çıkabilir.

Sağlık Çalışanlarına Yönelik Şiddetin Yaygınlığı

Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin yaygınlığı konusunda hem Türkiye’de hem de dünyada pek çok araştırma yapılmıştır. Bu araştırmaların sonuçlarına göre; sağlık çalışanlarına yönelik şiddet çok yaygın ve ciddi bir sorundur. Örneğin; Türkiye’de 2015 yılında yapılan bir araştırmada; sağlık çalışanlarının %76’sının son bir yıl içinde en az bir kez şiddete maruz kaldığı, %50’sinin fiziksel saldırıya uğradığı ve %90’ının psikolojik saldırıya maruz kaldığı belirlenmiştir (Türk Tabipleri Birliği, 2015). (Hacettepe Sağlık İdaresi Dergisi, 2023; 26(2): 305-334). Dünyada ise 2014 yılında yapılan bir araştırmada; 12 ülkede sağlık çalışanlarının %61’inin son bir yıl içinde şiddete maruz kaldığı ve bunların %20’sinin fiziksel saldırıya uğradığı tespit edilmiştir (ICN et al., 2014).

Sağlık Çalışanlarına Yönelik Şiddetin Cezası

Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin cezası konusunda Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) özel bir düzenleme bulunmaktadır. TCK’nın 86. maddesine göre; “Kamu görevinin ifası sırasında veya dolayısıyla kamu görevlisine karşı işlenen kasten yaralama suçunda ceza altıda birden dörtte bire kadar artırılır” hükmü yer almaktadır. Bu hüküm uyarınca; sağlık çalışanları da kamu görevlisi sayıldığından, onlara karşı işlenen kasten yaralama suçunda ceza artırımı uygulanmaktadır. TCK’nın 125. maddesine göre ise; “Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır” hükmü bulunmaktadır. Bu hüküm de sağlık çalışanlarına karşı işlenen hakaret suçunda ceza artırımı sağlamaktadır.

Ancak bu düzenlemelerin yeterli olmadığı ve sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti önlemede etkili olmadığı görülmektedir. Zira sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olaylarının çoğunun adli sürece yansımadığı, yansıyanların da uzun ve zorlu bir süreçten geçtiği ve sonuçta caydırıcı olmayan cezalar verildiği bilinmektedir. Bu nedenle sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin cezasının daha ağır olması ve daha hızlı uygulanması gerektiği savunulmaktadır.

Öneriler

Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin önlenmesi adına bir dizi önerimiz vardır.

  1. Cezai Yaptırıların Artırılması: Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetle mücadelede cezai yaptırıların artırılması önemlidir. Mevcut cezai düzenlemelerin gözden geçirilerek daha caydırıcı hale getirilmesi sağlanmalıdır. Bu, şiddetin önlenmesi ve sağlık çalışanlarının daha güvenli bir çalışma ortamına sahip olmaları açısından önemlidir.
  2. Hızlı ve Etkili Adli Süreçler: Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet vakalarında adli süreçlerin daha hızlı ve etkili bir şekilde yürütülmesi gerekmektedir. Şiddet olaylarına ilişkin adli süreçlerin uzun sürmesi, mağdurların ve toplumun güvenini zedeler. Bu nedenle adli süreçlerin hızlandırılması ve etkin bir şekilde sonuçlandırılması sağlanmalıdır.
  3. Farkındalık ve Eğitim Faaliyetleri: Toplumda sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin ciddiyeti ve sonuçları konusunda farkındalık oluşturulması önemlidir. Bu amaçla, kamuoyunu bilgilendirmek ve toplumda şiddetin kabul edilemez olduğu bilincini oluşturmak için eğitim ve bilgilendirme faaliyetleri düzenlenmelidir. Ayrıca, sağlık çalışanlarının şiddetle başa çıkma becerilerini artırmak için eğitim programları düzenlenmelidir.
  4. Güvenlik Önlemlerinin Güçlendirilmesi: Sağlık kurumlarında güvenlik önlemlerinin güçlendirilmesi ve sağlık çalışanlarının güvenliğinin sağlanması önemlidir. Bunun için, sağlık kurumlarında güvenlik kameralarının bulunması, güvenlik personelinin görevlendirilmesi ve acil durum planlarının oluşturulması gerekmektedir. Ayrıca, sağlık çalışanlarının şiddet olaylarını rapor etmeleri ve destek almaları için güvenli bir ortamın oluşturulması önemlidir.
  5. Toplumsal Duyarlılığın Artırılması: Toplumun sağlık çalışanlarına yönelik şiddet konusunda duyarlı olması ve destek vermesi önemlidir. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin kabul edilemez olduğu vurgulanmalı ve toplumsal olarak bu tür davranışların reddedilmesi sağlanmalıdır. Toplumda sağlık çalışanlarına saygı ve empati kültürünün geliştirilmesi sağlık hizmetlerinin kalitesini artırabilir ve şiddet olaylarının azalmasına katkı sağlayabilir.
  6. Sağlık Çalışanlarının İş Koşullarının İyileştirilmesi: Sağlık çalışanlarının iş koşullarının iyileştirilmesi, şiddetin önlenmesinde önemli bir rol oynar. Sağlık çalışanlarının yeterli sayıda ve nitelikli personelle çalışması, iş yükünün azaltılması, eğitim imkanlarının sağlanması ve işyeri stresinin azaltılması sağlık çalışanlarının daha güvenli bir ortamda çalışmasını sağlayabilir.
  7. Hasta ve Hasta Yakınlarının Bilinçlendirilmesi: Hasta ve hasta yakınlarının sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin sonuçları konusunda bilinçlendirilmesi önemlidir. Hasta ve hasta yakınlarına, sağlık çalışanlarına saygı duymaları, işlerini yapmalarına engel olmamaları ve sorunlarını iletişim yoluyla çözmeleri konusunda bilgilendirme yapılmalıdır. Hukuki Destek ve Danışmanlık Hizmetlerinin Sağlanması: Sağlık çalışanlarına, şiddet olaylarında hukuki destek ve danışmanlık hizmetleri sunulmalıdır. Bu, sağlık çalışanlarının haklarını korumalarına ve şiddetle başa çıkmalarına yardımcı olabilir.
  8. Toplumda Şiddetin Kabul Edilemez Olduğunun Vurgulanması: Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin kabul edilemez olduğu vurgulanmalı ve toplumda bu tür davranışların kınandığı bir kültür oluşturulmalıdır. Bu, şiddetin toplumda azalmasına ve sağlık çalışanlarına daha saygılı bir ortam sağlanmasına katkı sağlayabilir.
  9. Sosyal Destek Programlarının Geliştirilmesi: Sağlık çalışanlarına, şiddetle başa çıkmaları ve travma sonrası stresle baş etmeleri için sosyal destek programları sunulmalıdır. Bu programlar, sağlık çalışanlarının psikolojik sağlığını destekleyebilir ve iş stresini azaltabilir.
  10. Şiddet Olaylarının İzlenmesi ve Değerlendirilmesi: Sağlık kurumları, şiddet olaylarını izlemeli, değerlendirmeli ve bu olaylardan ders çıkararak önleyici önlemler almalıdır. Şiddet olaylarının nedenleri ve sıklığı hakkında düzenli olarak raporlar hazırlanmalı ve ilgili paydaşlarla paylaşılmalıdır.

Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin önlenmesi ve cezalandırılması konusunda alınacak tedbirler, hem sağlık çalışanlarının güvenliğini sağlayacak hem de sağlık hizmetlerinin kalitesini artıracaktır. Bu nedenle, sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin ciddiyeti göz önünde bulundurularak etkili önlemlerin alınması önemlidir. Bu öneriler, sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin önlenmesi ve etkili bir şekilde mücadele edilmesi için önemli adımlar olabilir. Ancak, şiddetin kök nedenlerinin tespit edilmesi ve bu nedenlerle başa çıkılması da uzun vadeli çözümlerin bir parçası olmalıdır.